1-D Öğrenci Finansmanında Yeni Yöntem İhtiyacının Tespiti

Ortalama olarak bir öğrencinin temel olarak barınma, ısınma, gıda, giyim, ulaşım, sosyal ve kültürel giderler, eğitim materyalleri, internet erişimi, haberleşme, elektronik donanım gibi bir çok ihtiyacı bulunmaktadır.

Barınma ihtiyacının giderimine yönelik Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından 800.000 kapasiteli yurt bulunmakla birlikte bu kapasitesinin tüm ihtiyacı karşılama olanağı olmadığı da açıktır. Koşulları uygun olan aileler üniversitenin olduğu şehre taşınarak bu ihtiyacı gidermeye çalışmakla birlikte ailelerin bulunduğu illerdeki üniversite öğrencileri de kendi ailelerinin yanında bu ihtiyacı karşılamaktadırlar. Öğrenciler, gerek yurtlara erişimin kısıtlı olması gerekse de yurt kurallarından bağımsız olmak ve daha rahat hareket edebilmek için kiraladıkları evleri paylaşımlı kullanarak bu ihtiyacı gidermektedirler. Paylaşımlı ev kullanımının en önemli sosyal sorunlarından birisi de ortak giderlerin karşılanması için giderlere tüm öğrencilerin katılamıyor olması bazı ortak ihtiyaçlardan taviz verilmesine sebep olabilmektedir. Bu da özellikle ısınma konusunda öğrencilerin yaşadıkları evlerde sağlıksız koşullar oluşmasına neden olmakta ve yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürmektedir.

Gıda konusunda yurtta kalan veya kampüs erişimi bulunan öğrenciler yemek ihtiyaçlarını kamunun sağladığı uygun koşullu yemek olanaklarından sağlamakla birlikte belirli bir düzende çıkan bu yemekler her zaman öğrencinin memnun kalmasını sağlamaya yetmeyebilmektedir. Dengeli, sağlıklı ve yeterli beslenme için gerekli olan malzemelerin öğrenci bütçesi karşısında yüksekliği de öğrencilerin ucuz sağlıksız ürünlere veya karbonhidrat ağırlıklı beslenmelerine neden olabilmektedir. Bireysel bütçe yönetimi konusunda da tecrübesiz olan öğrenciler ihtiyaç ve öncelik analizinde düştükleri hatalar nedeniyle de düzenli beslenme olanaklarından mahrum kalabilmektedirler.

18 yaş ile seçme ve seçilme yeterliliğine sahip olan, reşit olarak kendi kararlarını hukuken verebilecek duruma gelen öğrencilerin kıyafet ihtiyacı sadece beşeri zorunluluktan değil aynı zamanda sosyal ihtiyaçlarının sonucudur. Kıyafet ayrıca öğrencinin kendisini ifade etme biçimi olarak özgüvenin de en önemli araçlarından birisi haline gelmektedir. Ülkemizde yaşanan mevsim çeşitliliği ve iklim koşulları, giyim ihtiyacının aynı zamanda dönemsel farklılaşmasını da zorunlu kılmaktadır.

Üniversite dönemi, eğitimin yanısıra sosyal ve kültürel ihtiyaçların arttığı bir döneme denk gelmektedir. Sinema, tiyatro, müze gibi kültürel etkinliklerde öğrencilere ücretsiz veya indirimli ücret uygulansa da temel ihtiyaçları karşılamaya yetmeyen bütçe bu ihtiyaçları da karşılamamaktadır. Sosyal etkinlikler bakımından öğrencilere yönelik projeler olmakla birlikte bu etkinlikler tüm öğrencilerin her zaman ilgisini çekmeyebilmektedir. Öğrencilerin seyahat olanaklarının kısıtlı olması, gezi ve eğlence için de olanakları kısıtlı hale getirmektedir.

Öğrencilerin öğretimde kullanılan ders materyallerine, yardımcı kaynaklara da erişimi için kaynak ayırmaları gerekmektedir. Ders materyallerinde bir önceki dönemden dersi tamamlayan öğrencilerin materyallerini kullanma, ortaklaşa kullanma veya fotokopi ile örmek çoğaltma gibi yöntemler de bulunmaktadır. Ancak esas sorun, öğrencilerin derslerini kaçırdıklarında veya derste tam anlamadıklarında tekrar edecekleri ve eksiklerini tamamlayacak yardımcı kaynaklara internet üzerinden ulaşmaya hatta mümkünse bunları özetleyen, öğretim üyesinin kontrolü ve denetimi dışındaki kaynaklara yönelmelerine de sebep olabilmektedir. Basılı kitaplar KDV’den istisna edilmiş olmasına karşın dijital materyallerde bu istisna uygulanmadığından dijital ortamlarda nitelikli yardımcı kaynak bulmak da zor olmaktadır. Öğrencilerin, mali nedenlerle sürüklenmiş olduğu kontrolsüz kaynaklar öğrencinin ihtiyacı olan bilgiye her an ulaşabileceği düşüncesi ile sürdürülebilir çalışma azmini de bozmaktadır. Online sınavlarda arama motorları veya yapay zeka uygulamalarından yararlanarak sadece dersi geçmeye odaklı ancak öğrenmenin es geçildiği bir ortam oluşmaktadır.

Pandemi ve deprem sonrası online eğitim, bilgiye internet üzerinden ulaşma, dijital dönüşüm, internet erişimini temel ihtiyaç haline getirmiştir. Sosyal medya platformları, film ve müzik uygulamalarının kullanmış olduğu yüksek veri, öğrencilerin kotalı internetlerini de olumsuz etkilemektedir. Öğrenciler kota ve hız sorunları nedeniyle online eğitimlere sadece bağlanmakta, öğretim üyesinin kontrolünü sağlayabileceği görsel veya işitsel temas kurmamaktadırlar. Kota problemleri, öğrencilerin ücretsiz internet sunulan kafelere rağbet göstermelerine neden olmakta ve öğrenim için uygun olmayan koşullarda bulunmalarına neden olabilmektedirler. Kütüphanelerden bağlanan öğrenciler ses ve görsel iletişimi bulundukları yer kuralları itibariyle sağlayamamaktadır. Yurt altyapısını kullanan öğrenciler ders çalışmaları için yeterli olanakların olmaması da yurt odalarındaki kalabalık ve çalışma ortamı yetersiz koşullarla karşı karşıya kalabilmektedirler. Öğrenci, öğrenim için çaba göstermek istese bile koşullar derslerden yeterli verimi almalarını da engellemektedir.

Öğrencinin online dersi alabilmesi, ödevlerini yapabilmesi ve araştırma yapabilmesi için sorunsuz çalışan bir bilgisayara ihtiyaç duymaktadırlar. İşletim sistemlerinin yanı sıra, kelime veya hesap işlemcileri olan ofis programlarının yanı sıra güzel sanatlar, mühendislik, istatistik gibi farklı alanlarda özel yazılım kullanmak zorunda olan öğrencilerin özel yazılımlar için de lisansa sahip olmalarının yanında, donanım alt yapısının da bunlara uygun olması gerekmektedir. Diğer taraftan iletişim ve bir çok mecraya mobil olarak dahil olabilmesi için de güncel bir telefona ihtiyaçları bulunmaktadır.

İstisnai olarak kendi ekonomik faaliyetten gelirleri olan öğrencileri bir kenara bırakacak olursak, öğrencilerin ihtiyaçlarını giderebilmeleri için gerekli olan finansmanı, mevcut burs veya kredi sisteminden sağlama olanakları yoktur. En önemli finansman desteği aileler tarafından sağlanmaktadır. Ancak bu finansal destek çoğunlukla yeterli mali koşulları bulunmayan ailelerin kendi yaşam koşullarından yapılan fedakarlıklarla sağlanmaktadır. Öğrencinin tüm ihtiyaçlarını giderme koşulları olmadığı gibi, özellikle ailelerinin yaptığı fedakarlıkların farkında olan öğrenciler, bu kaynaklarla ailelerinin yapmadığı harcamaları yapmamakta bu ise öğrenci üzerinde manevi ve vicdani baskı oluşturmaktadır. Öğrenciler normal şartlarda karşılayabilcekleri bazı sosyal ve beşeri ihtiyaçlarından görünürde özgür iradeleri ile ama baskı altında vazgeçebilmekte ve bilinçli bir yoksunluğa da sürüklenebilmektedirler. İhtiyaçların giderilememesi bunların ertelenmesine ve ilerleyen zamanda karşılanmak üzere temel ihtiyaçlardan tasarrufu göze alarak para biriktirmeye de itebilmektedirler.

Dünya genelindeki ekonomik istikrarsızlık koşullarının yanısıra ülkemizdeki makro ekonomik mali sorunlar, gelir dağılımındaki bozukluklar, yeterli finansman olanaklarına sahip olmayan öğrencilerin yoksunluğunu sürekli artırmaktadır. Bu nedenle, öğrencilerin öğretim dönemlerinde ihtiyaçları için gerekli olan finansmanı daha etkin sağlayacak yeni yöntemlerin geliştirilmesine ihtiyaç bulunmaktadır.